“Bir çocuğun bir erişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır: nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şeyi var gücüyle dayatmak.” Paulo Coelho

 

Bir çocuğun mimarı olabilmek, geleceğini inşa edebilmek..

Agresif iş yaşamının getirdiği stres, yoğun iş temposu ve günlük hayatın karmaşası arasında çocuk yetiştirebilmek. Onun üzüntüsüne, sevincine ortak olabilmek.

 

HAYAL KURUN..

Çocuk olmak insanın en güzel mevsimidir.  Sonbaharı, kışı yoktur. Hep bahardır..

Çünkü hayatta tek derdi hava kararınca oyunu bırakıp eve gitmektir bir çocuğun. Tanrı’yı tonton bir dede olarak hayal eden, babanın dünyayı kurtarabilecek bir kahraman olduğunu düşünen, acıkınca arkadaşlarıyla en yakın ağaca dalan..

Doğum gününde mumları gerçek bir mutlulukla tek nefeste üfleyen. Masal dinleyen, anlatan, uyduran, uydurduğuna kendisi bile inanan. Ama yalan söylediğinde bile dürüst olan. Yeri geldiğinde kimsenin söylemeye cesaret edemediği şeyleri korkmadan söyleyebilendir.

Özgür olmaktır çocuk olmak. Çalar saate muhtaç olmadan uyanmaktır. O zamanın değil, zaman onun esridir. Çocuk olmak zamana meydan okumaktır.

Hayalperest olmaktır çocuk olmak. Kuralları kendisinin koyduğu bir hayal dünyasında başrol oynamaktır. Salt hayal gücü ile gidemeyeceği ülke, kıramayacağı rekor, yenemeyeceği düşman yoktur. Hayali silahını beline takar ve en acımasız kovboylarla çarpışır. Küçük bir kozalak ya da ezilmiş bir teneke kola kutusu yeter ona en sevdiği futbolcu olarak dünya kupası finali oynamasına. Patlayan plastik topu ters çevirip kafaya takmaktır çocuk olmak. Tek bir tebeşirle kaldırıma kareler çizip tüm gün oynayabilmektir. Kışın naylon torba ile kaymaktır çocukluk.

Meraklı olmaktır. Sürekli sorular sormak ve öğrenme aşkıyla yanıp tutuşmaktır. Bisikletin arka tekerleğine pet şişe sıkıştırıp motor sesi çıkarmaya çalışmak ve bununla mutlu olmaktır.

Cesarettir çocuk olmak. Reddedilmekten çekinmeden “ben de oynayabilir miyim” diye sorabilmektir çocuk olmak

Hümanist olmaktır çocuk olmak. Oyun arkadaşınızın zengin ya da fakir olması, ten rengi, uyruğu, dini önemli değildir. Sınıfsal ayrımın olmadığı bir dünyadır onların ki. Belki aynı dili konuşamıyor bile olabilirsiniz. Ama mutlak bir gerçek onları aynı paralellikte sürükler. Top hepsi için yuvarlaktır, bisiklet hepsi için tekerleklidir, bebek hepsi için süslüdür. Ve balon uçup gitti mi hepsi üzülür... Oyunlarda takım elbise giyip zengin biri olurken, sonra eline geçirdiğin süpürgeyle çöpçü olabilirsin.

Yaratıcı olmaktır. Kağıttan uçak yapmaktır (buralarda verilecek eğitimlerden bahsedilebilir.)

Yenilenebilir olmaktır.. Her güne yeni başlangıçlar yapabilmektir. Bir önceki gün nasıl geçmiş olura olsun, yeni güne aynı mutlulukla başlayabilmektir.

Canlıları sevmektir. Evsiz kalmış bir yavru kedi veya köpeği görünce hiç tereddüt etmeden kucağa alıp sevmektir.  Gizlice eve götürüp aile üyelerine onunla uyuması için yalvarmaktır. Başaramadığında ise bütün gece ağlamak..

Olağandışı davranmaktır çocuk olmak. Kağıt on lira yerine, on tane bir lirayı tercih etmektir. Çocuk olmak, su birikintisi gördüğünde suda zıplamaktır üstünü ıslatana dek. Soğuk havalarda burnu aktığında kazağın koluna çaktırmadan burnunu silmektir.

Affetmektir. En fazla beş dakika küsmektir. üç kez alna kondu ekmek, düşürüldüğü için.

Çocuk olmak…

Mutluluğu sonuna kadar doldurmak gibidir…