ülkünur arslan's profile

Seyyar Sesler için kısa öykü "Emekli Narkotik Köpeği"

Emekli Narkotik Köpeği İz

Ben emekli bir narkotik köpeğiyim. 3 yıldır küçük bir sahil kasabasında yaşıyorum. Eskiden insanların emeklilik hayali olan, şimdilerde istifayı basıp gelmenin çok moda olduğu o yerlerden birinde.

Öyle bir yer ki gelen herkesi yavaş yavaş değiştirdiği yetmiyormuş gibi, zamanı da değiştirmiş. Sanki akrep ve yelkovan da emekli olmuşlar. Hayatı ağırdan alıyorlar gibi. Saniye desen gören, bilen yok. Sabah kahvaltısıyla akşam yemeği arasında sanki bir ömür geçiyor. Kediler ve bizimkiler bulabildiği her gölgeye yatıp kestiriyor.
Meydanın ortası, caddenin kenarı hiç farketmiyor. İnsanlar yavaş çekimde yürüyor. Ne bakkala koşuyor, ne aşkına koşuyor, ne de başarıya koşuyor. Ben ömrümde o kadar uyuşturucu gördüm ama bu kasaba gibisini hiç görmedim.

Ahh uyuşturucu ah... Bonzai, amfetamin, kokain... Narkotikte geçirdiğim 8 sene boyunca ki insan yılında 56 sene eder, bir kez olsun bu burundan kaçamadı. Otomobilin stepnesi, yedek lastiğin içi, ayakkabı kutularının dibi her neredeyse bulup anında getirirdim... 5 kiloymuş 0,5 grammış hiç ayırmadım. Öyle ki 3 kere haberlere bile çıktım. “Narkotik köpeği İz yine başardı.”

Anlayacağınız öyle kucakta gezen, saçına toka takılıp janjanlı kıyafetler giydirilen, havada frizbi kapan köpeklerden olmadım hiç. Daha çok onların arzuladığı veya korktuğu köpektim ben.

Oysa şimdi. Burada bu sokak köpeklerinin yanında pis ve biraz da kilo almış halimle onlardan biri gibiyim. Oysa ki hiç değilim. Bu burun var ya bu burun! Karşıdan geçenin donunun kaç günlük olduğunu biliyor. Onlar tutmuş bana şu yanımda uyuyan serseri itler gibi kenara çekil diyor. Hey yavrum hey! Ben kim olmadığımı gayet iyi biliyorum ulan! Kim olduğumu da asla unutturamayacaklar bana!

Mesela şu karşıdaki kayalıklardan gelen Nejat’ın paf küf dumanını hangi it farkediyor benden başka? Hiçbiri...

Nejat yine yemeğinden ayırdığı kemikleri yanına almış. Sallana sallana geliyor. Paf küf Nejat. Nejot diye de bilinir. Günde 3 kere bu kayalıklara gelir, tüttürür de tüttürür. İçine öyle bir çeker ki, sanki bütün anıları dumandan zehirlensin ister. İster ki doktor gelsin “çok üzgünüz Nejat Bey, maalesef anılarınızı kaybettik” desin. Nejat bir an dursun, uzaklara dalsın, gözlerini kıssın ve “hangi anıları?” diye cevap versin. Hayatını temize çeksin. Ama öyle kolay değil Nejat Bey unutmak. Şükür ki kolay değil.

Nejat birazdan başımı okşayacak, kemikleri bana verecek sonra o önde ben arkada dağdaki evimize çıkacağız. Nejat başını yastığa koyduğu gibi uyuyacağına inanacak. Ama tabii ki 20 dakika sonra üfleye püfleye yataktan kalkıp bir tane daha saracak. O sarar sarmaz burnum beni uyaracak ama ben koşup havlamayacağım. Aksine yanına gidip ona eşlik edeceğim. Nejat bahçeye çıkıp binlerce yıldıza bakacak. Samanyolunu görecek ve içine çektiği dumanı samanyolunun çizgisine denk getirmeye çalışarak üfleyecek. Dumanlar Nejat’ın anılarını silemeyecek ama benim bütün kariyerim o dumana karışıp yavaş yavaş yok olacak.

Ey Nejat’ın geçmişini silmeye gücü yetmeyen duman, benim kariyerimden ne istiyorsun? Zamanında sana rahat vermediğim için intikam mı alıyorsun? Etrafı boş buldun artistlik mi yapıyorsun?! Şerefsizim yaşatmam seni ama dua et şimdi şurada biraz kestireceğim. Eğer yarın seni yine buralarda görürsem belanı sikeceğim. 
Biz daha ölmedik be! Hey yavrum hey!


                                                                                                          Ülkünur Arslan
                                                                                                                         2018









Seyyar Sesler için kısa öykü "Emekli Narkotik Köpeği"
Published:

Seyyar Sesler için kısa öykü "Emekli Narkotik Köpeği"

Öykü Yazarı

Published:

Creative Fields