Alper Bakıcı's profile

KARAGÖZ HACİVAT ALEXANDER SARCOPHAGUS

Karagöz Hacivat İskender Lahdi.
M.Ö 4. Yüzyıl Sidon Kralı Abdalonymos. 
1887 Sayda Kazıları Osman Hamdi Bey.
Konum: İstanbul Arkeoloji Müzeleri.

Karagöz Hacivat Alexander Sarcophagus. 
4th century BC King of Sidon, Abdalonymos. 
1887 Sidon Excavations in the Footsteps of Osman Hamdi Bey.
Location: İstanbul Archaeology Museums, Turkey.

İki boyutlu taklide dayalı bir gölge oyunu olan, "tasvir" adı verilen insan, hayvan ve eşya şekillerinin çubuklara takılıp arkadan yansıtılan ışıkla beyaz perde üzerinden hareket ettirilmek suretiyle oynatıldığı Karagöz Hacivat karakterlerinin, kim olduklarına dair farklı görüşler bulunmakla birlikte, gerçekten yaşayıp yaşamadıkları rivayetlere dayalıdır. Bu iki karakter ikili zıtlıkları barındırır. Hacivat eğitimli ve bilgili, Karagöz ise; şakacı ve hazır cevaptır. Yukarıya doğru kıvrık sivri bir sakalı olan Hacivat, Saçsız başına “ışkırlak” adı verilen şapka giyen ise Karagöz’dür. Teatral özellikler barındıran tasvirler gölge oyunu açısından son derece önemlidir.

Osman Hamdi Bey, 1887 yılında Sayda’da yaptığı kazılarda bir kral mezarlığı bulur. Bu mezarlarda 22 adet kral lahdi ortaya çıkarılır. Bu lahitler daha sonra antik dönem sanatının köşe taşlarını oluşturacaktır. Sayda Krallarına ait bir dizi kronolojik lahdin yer altı mezar odalarına gömü¬lü bulunması, uluslararası bir heyecan uyandırır ve haber Avrupa ve Amerika dergilerinde yer alır. 
İçlerinde en eskisi Mısır Firavunlarının kullan¬dığı insan biçimli Tabnit Lahdi olmak üzere, Satrap Lahdi, Likya Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi ve İskender Lahdi gibi önemli lahidler İstanbul’a taşınır. Bu kazılarda bulunan İskender Lahdi ise arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılmaktadır. İskender Lahdi bugün İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras kalmış olan arkeoloji müze binalarının önemi ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamasından gelmektedir. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren tarihi eserlerin toplandığını görmekteyiz. O dönemde sistemli bir şekilde yürütülmeyen bu kurum, 1869 yılında Müze-i Hümayun yani İmparatorluk Müzesi kurulduktan sonra düzenli bir şekilde yürütülmeye başlanmıştır. Bu müze İstanbul Arkeoloji müzesinin temellerini oluşturmaktır. İlk görülen eserler Aya İrini kilisesinden toplanmış olan tarihi parçalardır. Müze bir dönem kaldırılmıştır lakin 1872 yılında yeniden hayata kazandırılması hedeflenmiştir. Yalnız yetersiz olabileceği düşüncesi ise yeni bir mekân düşünülmüş ve Fatih Sultan Mehmet Döneminde yapılmış olan Çinili Köşk müzeye dönüştürülmüştür. 1880 yılında restore edilerek halka açılan müze bugün de hala İstanbul Arkeoloji Müzesine bağlı kalarak varlığını sürdürmektedir. 1881 yılında Osman Hamdi Bey’in müzeye müdür olarak atanması sonucunda Türk müzeciliğinin seyri değişmiştir. Aynı zamanda arkeoloji çalışmalarında bulunan Osman Hamdi Bey, buluntuları bu müzede toplayarak koleksiyonu genişletmiştir. İskender Lahdi başta olmak üzere çok sayıda lahit müzenin en kıymetli parçalarındandır. Çinili Köşk mimari tarihi en erken olanıdır. Sonradan yapılan iki bina köşkün çevresine konumlandırılmıştır. 
Bu binalardan biri Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk Güzel Sanatlar Akademisi olarak inşa ettiği ve sonradan Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlenmiştir. 1883 yılında ise bu müze Osman Hamdi Bey tarafından “Sanayi Nefise Mektebi” olarak inşa ettirmiştir. Bu binanın ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik binanın mimarı Alexander Vallaury’dir. 1917 yılında mektep olan bu bina müzeler müdürlüğüne tahsis edilmiştir. Halil Ethem Bey binanın yeniden Eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullanılması için düzenlemelerde bulunmuştur. Metinlerarası bağlamdan bakarak bir an için bu ikili zıtlıklara dayalı tasvirlerin, İstanbul Arkeoloji Müzelerine gezi düzenlediklerini bir düşünün. Sizce neler olurdu?  


*

Although there are different opinions about who the Karagöz Hacivat characters are, which is a shadow play based on two-dimensional imitation, in which human, animal and object shapes called "tasvir" are attached to sticks and moved over the white screen with the light reflected from the back, it is based on rumors whether they actually lived or not. These two characters contain binary opposites. Hacivat is educated and knowledgeable, while Karagöz; It is humorous and ready-made. Hacivat, who has a pointed beard that curves upwards, is Karagöz who wears a hat called "ışkırlak" on his hairless head. Depictions with theatrical features are extremely important in terms of shadow play. 

Osman Hamdi Bey found a royal cemetery during his excavations in Sayda in 1887. 22 king sarcophagi are unearthed in these tombs. These sarcophagi would later form the cornerstones of ancient art. The discovery of a series of chronological sarcophagi belonging to the Kings of Sidon, buried in the underground burial chambers, arouses international excitement and is reported in European and American magazines. Important sarcophagi such as the Satrap Sarcophagus, Lycian Sarcophagus, Crying Women Sarcophagus and Alexander Sarcophagus, the oldest of which is the human-shaped Tabnit Sarcophagus used by the Egyptian Pharaohs, were moved to Istanbul. The Alexander Sarcophagus found in these excavations is considered one of the masterpieces of the world of archeology. The Alexander Sarcophagus is exhibited in the Istanbul Archaeological Museums today. 

The importance of the archeology museum buildings inherited from the Ottoman Empire comes from the fact that they collect the first museology studies. We see that historical artifacts have been collected since the reign of Mehmet the Conqueror. This institution, which was not carried out systematically at that time, started to be carried out regularly after the establishment of the Imperial Museum in 1869. This museum is to lay the foundations of the Istanbul Archeology Museum. The first works to be seen are historical pieces collected from the Hagia Eirene church. The museum was abolished for a while, but it was aimed to bring it back to life in 1872. However, the thought that it might be insufficient, a new place was thought and the Tiled Kiosk, which was built during the reign of Mehmet the Conqueror, was converted into a museum. The museum, which was restored and opened to the public in 1880, still maintains its existence by adhering to the Istanbul Archeology Museum. As Osman Hamdi Bey was appointed as the director of the museum in 1881, the course of Turkish museology changed. Osman Hamdi Bey, who was also involved in archeology studies, expanded the collection by collecting the finds in this museum. Many sarcophagi, especially the Alexander Sarcophagus, are among the most precious parts of the museum. Tiled Kiosk architectural history is the earliest. Two buildings built later are positioned around the mansion. One of these buildings was built as the first Fine Arts Academy of the Ottoman Empire and later organized as the Museum of Ancient Oriental Works. In 1883, this museum was built by Osman Hamdi Bey as the "Industry Nefise School". The architect of this building and the Istanbul Archeology Museums Classical building is Alexander Vallaury. This building, which was a school in 1917, was allocated to the museums directorate. Halil Ethem Bey made arrangements for the building to be used as the Museum of Ancient Oriental Works again. From an intertextual context, imagine for a moment that these binary contrasting depictions organize a trip to the Istanbul Archaeological Museums and examine the Alexander Sarcophagus. 

KARAGÖZ HACİVAT ALEXANDER SARCOPHAGUS
Published:

KARAGÖZ HACİVAT ALEXANDER SARCOPHAGUS

Published: