BEDENLERİNİZDE YAŞAYACAK YER YOK | THERE ISN'T NEVER ANY PLACE IN YOUR BODIES IN WHICH YOU CAN LIVE.
Bedenlerinizde yaşayacak yer yok, kendinizde yaşayacak bir yer yok hiçbir zaman.
There isn't never any place in your bodies, in your bodys in which you can live.
Başkasının gözlerinde açan mevsim yapraklarıyla yeşerecek, başkasının adım sesleriyle yürüyecek yer yok kendiliklerinizde.
You have no place within yourselves where you can flourish with season leaves grow in the eyes of others,
where you can walk with the sound of footsteps of others.
Belki de bu intihar edecek olmamdandır, belki de bu yaşamı yaşatmadan yaşamayı anlamadığımdandır.
Maybe it's because I'm going to commit suicide......
Bir şey söylememek için konuşuyorum belki de, başkası olduğum için konuşarak susuyorum belki de, sessiz hırıltı sadece.
Perhaps I'm just talking to say something, perhaps I being silent by speaking because I'm someone else, just a silentgrowl.
Bir sessizlik, bir susuş, sadece seslenir gibi.
A silence, a quiet in your beings as if only calling out.
Yaşıyorsanız, yaşıyorum demenin bir anlamı var mı?
If you're alive, is there a point in saying "I'm alive"?
İntihar ettiyseniz susmanın bir anlamı var mı?
If you have committed suicide is there any point in being silent?
İntiharsalım ve bunları anlamam, anlamaya çalışırım ama kavrayamam, anlamayorum ve kavramayorum.
I am suicialand I don't understand these, I try to understand but cannot comprehend, I don't understand or do I comprehend.
İntiharsal insan bedenlerinin dokunmadan dokunan sesini, yakmadan ısıtan tenini, dondurmadan üşüten nefesini arar.
A suicidal person yearns for the human bodies' voice that touches without touching, their skin that warms without burning, their breath that cools without freezing.
İnsanın gözlerine vuran başkasının ışığını, insanın kulaklarına yaslanan başkasının sesini arar.
He yearns for the light of another that shines into one's eyes, the voice of another that leans on one's ears.
Kendinizde kapanmış sizler haber göndermişsiniz, kendimi sizden almayayım diye, sizde intihar etmeyeyim diye...
You, who haves hut yourselves out, have sent me a message so that I do not take myself away from you, so that I don't take my life within you...
Sizin aranızda dolaşmamı ama sizi görmememi istemişsiniz.
You're quested that I walk among you but not to see you.
İnsan olduğumlamamı ve kendilik olarak dolaşmamı istemişsiniz, bu hoş bir istek: yaşamamak için.
You're quested that I be human and that I wander as an entity, what a nice request: forliving.
Yine de yaşamamak teklifinizi düşünmeliyim intihar ederken.
I'm taking my life I have to consider your offer to not live.
Eğer intihar etmezsem biliyorum ki bunu yaşama erteliyorum ve biliyorum ki siz alıp boşaltıyorsunuz topluluğun içine.
I know that if I don't commit suicide I'm only postponing it and I know that you're taking that andemptying it into the group.
İnsanın düşüncesini satın alabilir misiniz, yaşayan insana yaşıyor musunuz diyebilir misiniz?
Can you purchase someone's thoughts? Can you say being alive is truly living?
Bunu anlayamam, insanın ışıklı bakışına, sesindeki doğruluğa sahip değilse düşünceleri, onları nasıl kendinizde kendinize alabilirsiniz?
I am unable tounder stand this, if man's thoughts doesn't have his illuminated gaze, the truth in his voice, how can you take them for yourself?
İnsanın yaşamındaki intiharsal bizim için yaşamsaldır, yaşamsal bir önemi yoktur intiharın, intiharsal bir önemi var mıdır yaşamın?
For us, the suicidal within human life is vital, suicide has no vital importance, does life have suicidal importance?
...
To be continued...
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.1.
Piano, Bass, Composit. vs. vs.: Mell Mellini, Silence: Nanko, Mastering: Dei Martiri Studio, Napoli, Italy
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.2.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.3.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.4.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.5.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.6.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.7.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.8.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.9.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.10.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.11.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.12.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.13.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.14.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.1.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.2.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.3.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.4.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.1
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.2
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.3
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.4
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.5
Php E.P. 'Piano Theme's 6.15.5.5.1
Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.16.
Next Blu': Badly Blu' Null Php E.P. 'Piano Theme's 6.16.1.: 'Yaşamıyorum ama yaşıyor da değilim...'

To be continued...
 
m.m.f. - ( Badly-Stream of Consciousness) Badly Turkish Words 6.16.2.:
Sahne 1
Sahnenin sol kenarındadır, gözlerini değiştirir, iki oyuncu dekor, ön taraftaki masanın üzerine iki göz bırakır
Kısaydı, gözlerimi değiştirdim.
Sahne 2
İki oyuncu dekor bir ipe bağlı iki bergamutu masanın üzerine bırakır
Uzakta bergamut kokusu.
Sahne 3
İki oyuncu dekor masanın üzerine bıraktıkları gözlerin yanına iki göz daha bırakır
Numarasız göz kullanıyorum.
Sahne 4
İki oyuncu dekor sahnenin sol yanından cam gıcırtısını sahneye doğru getirip-duyurur
 Yakınlarda gözlüksüz sesler.
Sahne 5
İki oyuncu dekor sahneye iki plastik çalı getirir düşünceli bir tavırla
Taze çalı hışırtısı.
Sahne 6
 
Öğleden sonraydı sanırıntamsı.
Öğleden sonraydı sanırımtamsın.
Öğleden sonraydı sanırsıntamsın.
Uzaklarda martı çağıltısı.
Numarasız martı kullanıyorum. Gökyüzünde sedef gölgeleri. Babilin asılmış yağmurları. Yerde kıpırtısız çimenler. Lavantamsı yağmur acılığı. Lavantalanmış dizimde keskinlik. Yanan keskin acılık. Uzakta bergamut bakışı. Numarasız göz kullanıyorum. Ağaçtan portakal düştü. Dünya durdu. Portakal ileriye yuvarlanıyor. Dünya duruyor. Portakal dönüyor ileriye. İlerisi durdu. Dünya dönmeye başlıyor. Başım dönüyor sanırım. İlerleyip portakala dokunayapraklanıyorum. Eğildim, bergamut kokusu. Numarasız göz kullanıyorum. Doğruluyorum, bergamut kokusu. Numarasız göz kullanıyorum. Uzakta bergamut kokusu. Portakal gözlerime uzanıyor. Numarasız göz kullanıyorum. Sesler görüntüyü sınırlamaz. Görüntüyü duyuyorum. Görüntüler sesleri sınırlamaz. Sesleri görüyorum. Uzaklarda martı çağıltısı. Numarasız martı kullanıyorum. Baktıkça gözlerim uçuşuyor. Dizim yanıyor. Lavanta doğama takıldı. Dizim ıslanıyor. Tanrıyla konuşmuş: ateşin icadından önce cehennem serindi çocuğum, hadi al mavi hırkanı yanına. Düştüm çimenine lavantanın. Alnımda ezilmiş yapraklar. Tozlu tadı dudaklarımda. Tozlanmış doğa şekeri. Olabildiğince yeşilimsi şekersizlik. Yağmış lavanta ıslaklığı. Kurumamış lavantalanan çimen. Uzaklarda martı çağıltısı. Numarasız martı kullanıyorum. Limoni adaçayı kokusu. Lavanta demlenmiş çimenler. Dizim yanıyor hala. Doğaya düştüğüm düşsüzlükteyim. Dümdüz görünen gökyüzü. Gökyüzü düzlüğünde halkalar. Bulutlar mavinin içindedir. Başım çimenlerin arasında. Bedenimin düzlüğünde koşuyorum. Düşüncelerim sıralandıkça duruyorum. Bedenimin düzlüğü çimenlendi. Dirseklerim yanarak yeşeriyor. Doğrulamıyorum, dünya doğrulmuş. Uzaklar doğrulduysa uzaklaşamam. Uzaklık doğrudan görünür. Doğruluk yanlışlıkla doğrultulmuşsa. Uzaklık yanlışken doğrulur. Yakınlık uzaklaşırsa, uzaklaşıyor. Uzaklık yakınlaşırsa, yakınlaşıyor. Uzaklarda martı çağıltısı. Numarasız martı kullanıyorum. Dişimde lavanta gıcırtısı. Bir haftadır yürüyor. Lavantada bir yiyecekte. Acı lavanta pastası. Portakal kabuğundan krema. Şekeri demlenmiş çimen. Sıvısı yağmur kapaklı. Bulut süzülmüş demliğime. Demlenmeden gökyüzüydü. Gökyüzü süzülmüş demliğime. Demlenmeden demliydi. Dizim ıslandıkça yanıyor. Hareketlenemiyorum, duruşum acıyor. Konuşamıyorum kelimelerim sızlıyor. Bakamıyorum görüntüler duyulmuyor. Kaynatılamıyorum, ruhum buharlaşmıyor. Spazmlanamıyorum, beklentim durmuyor. Hastalanamıyorum, sağlığım bozuluyor. İçim keseciklerle dolu. Çekirdekli bir çekirdeğim. Kabuklarım soyularak giyiniyorum. Yanamıyorum, buzlarım donuyor. Düşemiyorum, tansiyonum düşüyor.
Düşemiyorum, tansiyonum çıkıyor.
Serinletici ateşte üşüyorum. Alevleri buzlarımı karlandırıyor. İnsan sanayiinde yararlanılıyorum. Tüketilmemde sakınca yok. Düşüncelerimden konserve olabiliyor. İnsan mutfağında eşsizim.
Kümes insancıklarıyla pişirilebiliyorum.
İnsan familyasından kuşum. Yapraklarım kanat kenarlı. İnsan familyasından masayım.
Çekmecelerim iki gözlü.
Çok yüzlü insan familyasından masayım. Gözlerim iki çekmeceli.
Kendime çekemedim seni hiçbir zaman, çünkü her defasında açılan sen ve
senin kapanmak isteyen çekmecelerin.
Durdukça, hareketlenmek sızlar. Uçaktan düşmüş. Bir şey olmamıştı. Uçakla beraber düşmüş. Bir şey olmayacaktı. Uçak düşmeden düşmüştü. Uçak düşüşüyle düşmüş. Uçağın içindeki dışarısındaymış. Gördüm, lavantakokusutadıacıyaprağını. Duydum, duyduğummartıkanadıgörüntüsünü. Dokundum, burukyanığıdizimçimenine. Başkasını kullanıyorsun. Konuşmak için başkasını. Konuşmak kullanmaktır. Başkasının sessizliğini kullanıyorsun. Başkasının kelimesizliğini kullanıyorsun.  Başkasının kelimesizliğini çalıyorsun. Başkasının sessizliğini çalıyorsun. Sessizliği çalıyorsun. Çalıyorsun, çalıyorsun.
Sen senden hırsızsın. Kendini başkasından çalıyorsun. Konuşmak kullanmaktır. Başkasının sessizliğini kullanıyorsun.
Sessizliğinizi kullanabilir miyim?
Başkası bilmiyor kelimesizliğini. Sessizliğinizi kullanabilir miyim? Sessizliğini yönetiyorsun. Sessizliğinizi susabilir miyim? Konuşmak sessizlik kullanmak. Sonra insanları kullanıyorsun. Sonra gerçeklerini kullanıyorsun. Gerçek düşle açılıyor. Sonra düşlerini kullanıyorsun. Düş gerçekle sağlamlanıyor. Düş gerçekte susar. Ne kullanıyorsun bilmiyorum. Uzaklar çağıltı martısı.
Numarasız insan kullanıyorum...
Badly-Fly Blue...
Published:

Badly-Fly Blue...

Badly-Fly Blu'...

Published: